ZEVONAR
MUCİZENİN GÖRÜNTÜSÜ
11 Mart 2016 Cuma
14 Haziran 2015 Pazar
14 Mart 2014 Cuma
DİKKAT !
Arıların Beslenme Gereksinimi ve Arıcılarımızın Standart Dışı Besleme Alışkanlıkları
Arıların Beslenme Gereksinimi ve Arıcılarımızın Standart Dışı Besleme Alışkanlıkları
Arıcılığı gelişmiş olan ülkelerde uygulanan arı beslemesinin temel mantığı ile, ülkemizde arıcılar tarafından uygulanan bazı arı besleme yöntemlerinin mantığı birbirinden farklılıklar göstermekdedir. Dünyada gelişen arı yemi sektörü, sadece arılara yönelik çeşitli gıdalar üretirken, ülkemizde ise, Mevlana Şekeri, Akide şekeri gibi insanlara yönelik olarak üretilen şekerlemeler, arı beslemesinde yaygınlıkla kullanılmaktadır. Arının da her canlı gibi yaşamını devam ettirebilmesi, gerekli olan gıdaları alabilmesine bağlıdır. Arının en temel iki gıda gereksinimi enerji için karbodhidrat, hücre yenilemesi için ise proteindir. Karbonhidrat şekerlerden, protein ise polenden sağlanır. Arıcı çeşitli nedenlerle arılarını besleme ihtiyacı duyar. Bu besleme çoğu zaman enerji ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak, çeşitli şekerlerle yapılır. Arıcının arıyı beslemesinde yaptığı hataların en büyük sebebi, arının da bir canlı olduğu, sindirim sistemine uygun olan gıdalarla beslenmediğinde bütün canlılar gibi hastalanabileceğini ihmal etmesidir. Özellikle ülkemizde, arının sağlıklı olarak tüketebileceği arı yemi sektörü gelişmediği için, arı biyolojisine zararlı olabilecek bir çok madde arı yemi olarak kullanılmaktadır. Arı beslemesinde kullanılabilecek en sağlıklı ürün, şeker pancarı ya da şeker kamışından elde edilmiş, rafine toz şekerdir. Literatürde mısır ya da buğday nişastasından üretilmiş, glikoz, fruktoz gibi şekerlerin de arı beslemesinde kullanılabileceği bilgisi bulunmakla birlikte, son yapılan araştırmalarda nişasta kaynaklı şekerlerin arı beslemesinde kullanılmaması önerilmektedir. Nişasta kaynaklı şekerlerin içinde bulunan nişasta parçacıkları arının sindirim sisteminde bir takım problemler oluşturmaktadır. Ülkemiz arıcıları yerinde ve zamanında yapmadıkları beslemeden dolayı kaynaklanan problemleri çözmek için, kendilerine göre farklı yöntemler geliştirmeyi tercih etmektedirler. Dünya arıcıları ile ülkemiz arıcılarının besleme alışkanlıklarında en büyük fark katı yemlerin kullanılma zamanında ortaya çıkmaktadır. Arıcılığın gelişmiş olduğu ülkelerde katı yemleme sadece hasattan sonra, nektar akımının olmadığı dönemlerde, arıyı stresten kurtarmak ve yavrulama faaliyetinin devam etmesini sağlamak amacıyla kullanılmaktadır. Türk arıcısının bu konudaki uygulaması, hasattan sonra besleme yapmamak, kış besininin ne kadar takviye edileceğine karar vermek için ise sonbaharda olası nektar akımını beklemektir. Sonbaharda nektar akımlarının yetersiz olması durumunda ise, arıları koyu şerbet ile yoğun besleme yerine, kek gibi katı gıdalarla besleme yoluna gidilmektedir. Kısacası kek türü besinler başka ülkelerde nektar akımı etkisi yaratarak yavru atımını çoğaltma ve arıyı stresten koruma amaçlı kullanılırken, ülkemizde kış besinini takviye olarak kullanılmaktadır. Burada doğru olan uygulama arıcılığı gelişmiş ülkelerin yaptığı türde beslemedir. Kış stoklarının arının salkıma gireceği yerde sağlıklı olarak oluşup, sırlı bal haline gelebilmesi için, arılar sonbaharda katı besinler yerine, 2 birim şeker 1 birim su ile yapılan koyu şerbetle beslenmelidir. Türk arıcılarının arıları beslemede yaptıkları başka bir yanlış uygulama ise, arı için üretilmemiş, arı sağlığına zararlı olabilecek şeker türlerini arı beslemesinde kullanmalarıdır. Üstelik Kullanılan bu şekerlerin çoğu fiyat olarak rafine toz şekerden daha pahalıdır. Mevlana şekeri, Akide şekeri, lokum gibi şekerlemeler, arılara çok faydalı olduğu gerekçesiyle bir çok arıcı tarafından katı yem olarak kullanılmaktadır. Bu tür insanların tüketimi için yapılmış olan şekerlemeler, üretim sırasında yüksek ısıya tabi tutulmaları, içlerine renk, aroma, tad ve kıvam veren bir çok yabancı maddenin ilave edilmesi gibi nedenlerden dolayı, arı sindirim sistemi için uygun olmayan ürünlerdir. Bunların dışında, değişik kimyasallarla boyanmış yada ısıya tabi tutularak renki karartılmış esmer şeker, ham şeker, melas, sorgum şırası, üretim artığı kirli şeker ve tüketim tarihi geçtiği için insan beslemesinde kullanılamayan çeşitli şekerlemelerin de arı beslemesinde kullanılması sakıncalıdır. Çünkü bu tür şekerler çok fazla miktarda kalıntı, gıda koruyucu, nişasta ve kir içerdikleri için, arılarda kabızlık, ishal benzeri sindirim bozukluklarına yol açarlar. Katı şekerlemelerin kovan üzerinde oluşturdukları nektar akımı etkisi sebebiyle yavru atımını görece olarak çoğaltmaları, arıların sindirim sisteminde yol açtıkları bozukluklar ve sağlıksız arıların ömürlerinin kısa olması nedeniyle, arıcı için bir kazanç değildir. Arıcı arı sağlığını riske sokacak hiçbir uygulamaya prim vermemelidir, sağlıksız arı arıcının en büyük kaybıdır. (beyaz kovan..alıntıdır.) |
7 Şubat 2014 Cuma
Yıl 1991 Gümüşhane Köse dağı. Alt kat on çıta bal, üst kat on çıta bal ve hepsi sırlamış. Arı o kadar az ki bir ana ile kuluçkalıkta geziniyorlar.
Yıl 2007 Van Aktaş köyü. Alt kat on çıta arı, üst kat on çıta arı ve parmak sürülecek ilaç niyetine kovanda bal yol. Büyük usta Mevlüt der : Bu kovanın anasını arılıktan çıkart...Uzun lafın kısası,
MERHABA...
BİLDİĞİMİZ, GÖRDÜĞÜMÜZ, DUYDUĞUMUZ...SÖZ KONUSU ARI İSE; EVET, VARIZ. BİLDİĞİMİZ DEĞİL BİLMEYE ÇALIŞTIĞIMIZ, BİLİP SÖYLEMEYE, ANLATMAYA...
YİNE GÜN TAN YERİ AĞIRIRKEN, GECE GÜNDÜZE DOĞARKEN. VE YENİDEN YENİDEN MERHABA .......
YİNE GÜN TAN YERİ AĞIRIRKEN, GECE GÜNDÜZE DOĞARKEN. VE YENİDEN YENİDEN MERHABA .......
8 Mart 2013 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)